Başlangıç

Yazar

Dan Brown, 1964 doğumlu Amerikalı yazardır. Matematik profesörü bir baba ile ilahi müziklerle ilgilenen müzisyen bir annenin oğlu olan yazar, bilim ve din gibi iki ayrı felsefenin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Ayrıca, şifre çözmeye ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi kitaplarında etkisini gösterdi. Yazdığı sürükleyici, macera dolu eserler ile dünyaca tanınan bir yazar oldu. Kitaplarında gerçek yerlerden ve eserlerden bahsettiği için okuyucular bu yerleri görme ve bu eserleri araştırma isteğine kapılmaktadırlar.

Kitap

“Başlangıç” kitabı, Dijital Çağ’ın gelişmeleri neticesinde oluşmuş süper bir bilgisayar tarafından idare edilen kişisel bir sistemi, o sistemi yaratan yazılımcıyı ve bu yazılımcının, dünyayı değiştireceğini iddia ettiği, “Nereden geldik? nereye gidiyoruz?” sorusunun cevabını bulmasını anlatan heyecanlı ve sürükleyici bir eserdir. Dan Brown’ın bu kitabında da bulmacalar, şifreler ve çözülmesi gerekli olaylar silsilesi mevcut olup entrika, gerilim, gizem, aksiyon, bilim ve din gibi öğeler baskındır.

Kitapta, Robert Langdon yine başkarakter ve olayları çözmek için bu sefer İspanya’da koşturup duruyor. Tabi bir de yardımcı buluyor kendisine; İspanya Prensi’nin nişanlısı Ambra Vidal.

Kitap yorumu

Edmond Krisch, üzerinde uzunca süre düşündüğü ve cevap aradığı “Nereden Geldik? Nereye Gidiyoruz?” sorusuna bulduğu sarsıcı cevabı özel bir etkinlik ile dünyaya açıklayacağı gece nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla katlediliyor. Sonrasında hocası Langdon devreye giriyor ve karanlığa gömülmüş cevabı bulup paylaşmak için mücadeleye başlıyor.

Langdon, koşturmaca esnasında -Dan Brown’un romanlarında faydalandığı yeni yerler keşfetme taktiği neticesinde- farklı tarihi mekanlara girip çıkıyor ve okuyucuyu bu mekanları araştırma zahmetine sokuyor. Okuyucu kitabı bırakıp bir süre bu mekanı internetten araştırıyor ve görünce kafasında canlandırabiliyor. Barselona’da yer alan bitmemiş kilise “La Sagrada Familia” buna bir örnektir.

Kitabın konusunun bel kemiğini oluşturan sorunun cevabı ise din ve bilim arasında sıkışıp kalmış bulunuyor. Edmond Krisch acaba ne buldu da bunu dünyaya açıklayacak? üstelik üç büyük dinin temsilcilerine bulduğu cevabı ilettiğinde huzursuzluk yarattı ise.

Bu tarz heyecanlı ve macera dolu kitapları severek okuyorum, bu kitapta da hem soru üstünde düşünüyor hem de başkarakterle beraber İspanya sokaklarını arşınlıyorum. Bir yandan da İspanya’da yer alan farklı tarihi yerleri tanıyorum. Katilin kim olduğuna gelince konu din ve bilim çatışması olması ya da öyle görünmesi sebebiyle katil kolay tahmin edilemiyor. Ben tahmin edebilirim diyenlere bol şans diliyorum 😀

Macera ve aksiyon sevenlere, gizemli ve entrikalı konulara hayran olanlara konusuyla bile insanı düşündürten bu kitabı tavsiye ederim. Herkese keyifli okumalar!

Kitaptan birkaç alıntı paylaşmak istiyorum;
– “Bilim ile din rakip değildir. Onlar aynı hikayeyi anlatmaya çalışan farklı dillerdir. Bu dünyada ikisine de yer var.”
– “Ölüm aklından çıkmasın. En büyük güce sahip insanlar için bile hayat kısadır.”
– “Yaşarken kendini üstün görenler, ölürken en çok korkanlardır.”

Künye

Yazar: Dan Brown

Sayfa sayısı: 536 sayfa

Çevirmen: Petek Demir

Özgün Adı :  Origin

Yayınevi: Altın Kitaplar

Arka kapak

Kim olursan ol, neye inanırsan inan, Çok yakında her şey değişecek…

Genç adam, aniden üç büyük dinin temsilcilerine döndü. “Şaşırtıcı bulacağınızı tahmin ettiğim bilimsel bir buluşum sebebiyle bugün buradayım. İnsanlık deneyimimizin en temel iki sorusuna cevap bulma ümidi ile yıllardır peşinden koşuyordum. Bu bilginin tüm inananları derinden etkileyeceğine inanıyorum. Nasıl desem, ‘yıkıcı’ diye tanımlanabilecek bir değişikliğe sebep olabilir. Birazdan görecekleriniz, dünyayla paylaşmayı umduğum sunumun kaba bir kesiti. Fakat bunu yapmadan önce dünyanın en etkili din adamlarına danışmak, en çok etkilenecek kişilerce nasıl algılanacağını öğrenmek istedim.”

Piskopos, haham ve ulema birbirlerine baktılar, sıkılmış görünüyorlardı. Piskopos, “İlginç bir girizgâh Bay Kirsch. Bize gösterecekleriniz dünya dinlerinin temelini sarsacakmış gibi konuşuyorsunuz,” dedi. Genç adam kutsal metinlerin saklandığı bu eski mahzende etrafına baktı. Temellerini sarsmayacak, yıkacak, diye düşündü. Din adamları üç gün içinde bu sunumu bir etkinlikle insanlara duyuracağını bilmiyorlardı. Bunu yaptığında tüm insanlar, dini öğretilerin gerçekten de ortak bir noktası bulunduğunu anlayacaklardı: Hepsinin tümden yanlış olduğunu…

Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?

İnsanoğlunun var olduğu günden beri cevabını bulmaya çalıştığı bu temel soruya cevap bulma iddiasındaki bir fütüristin tam da keşfini açıklayacağı gece her şey trajik bir biçimde karanlığa gömülür. Eski öğrencisinin sunumuna davetli olan Simgebilim Profesörü Robert Langdon söz konusu keşfi öğrencisinin anısına dünyaya duyurmaya karar verir. Ancak, kendisini bekleyen şifrelerden, acı sürprizlerden ve ölümcül fanatiklerden habersizdir…